GÖREVİMİZ
780 000 km / karelik yurdumuzun üzerinde doğan güneş ışığından, yer altındaki ve yer üstündeki su, maden, orman, petrol, sıcak su ve insanına değin tüm varlığı, öncelikle üzerinde yaşayan 74 milyonluk Türk milletinin iyiliğine, mutluluğuna, saygınlığına ve çıkarına kullanılmasının gereğine inanıyor. Bunun için insanımızın her alanda hızla bilgilendirilmesi, yeniliklerin duyurulması, verimliliğin öğretilmesi ve donanımlı olmasının kaçınılmaz bir gereklilik haline geldiğini görüyoruz…
Türk ulusu, eğer yanı başından akan suyu, yöresinde bulunan madenleri, ormanında ki ender bitkileri, üzerinde esen yeli, bozkırın kuyusunu, yaylasının kıl çadırını kendi öz kaynaklarıyla, kendi bilgi ve becerisiyle değerlendiremiyorsa! Petrolünü yeterince çıkaramıyorsa!
Uluslararası fuarlarda Türk bayrağını göndere çekerek kendi mühendislerinin tasarladığı tek bir tane Araba, Uçak, Denizaltı, Motosiklet, Cep telefonu koyamıyorsa!
Güneş pili, Rüzgar jeneratörü, Hızlı tren gibi binlerce ürünü sürekli dışarıdan satın alıyorsa !
Dünya çapında kendi markaları bir elin parmakları kadar azsa!
Karada, denizde ve havada kendi tasarlayıp ortaya çıkardığı araçlar yerine yabancı yapımı ürünleri kullanmak zorunda kalıyorsa!
Kullandığı pek çok bilimsel araç ve gereçleri kendisi yapmıyor ya da yapamıyorsa!
Uluslararası her türlü yarışmada rakiplerine üstünlük sağlayamıyor ve önemli bir varlık gösteremiyorsa!
Dişe dokunur bir güç olarak görülmüyor, algılanmıyorsa! Saygınlığı, söz geçerliliği, önderliği yeterli değilse!
Pek çok ülke vize uygularken! Onları, vizesiz olarak Türk lokumu ve halk oyunları ile karşılıyorsa!
Ülkenin her yerinde yabancı ürünler rafları tıka basa doldurmuşken, Üniversite mezunları iş bulmak için kapı kapı dolanıyor ve işsiz kalıyorsa!
Aldıkları eğitim alanlarında değil! Buldukları her hangi bir işde çalışmak zorunda kalıyorsa !
Türkçe Eğitim dili yerine, yabancı dil eğitimi Anaokullarına değin yayılmışsa! Yerlisi bulunmayan 14 milyon Cep telefonunu satın almak için, yabancıya 2011 yılında milyarlarca Dolar ödemişse!
ARTIK,,,, Bu ülkenin insanı, bu geminin yolcusu oturup şapkayı önüne koymak zorundadır. 74 Milyonluk koca bir ülkenin insanları niçin bunları kendi tasarla(ya)mı yor? Kendisi üretmiyor?
Bu can alıcı soruya yanıt vermek yurdunu, ulusunu seven ya da sevmeyen ama bu topraklarda yaşayan her yurttaş için boynunun borcudur. Onlarca Üniversite, fakülte binlerce Mühendisimiz, Mimarımız var. Öyleyse niçin uluslararası üretim ve bilim de markalarımız yok. Biz bu ilerlemenin niçin gerisindeyiz .. ?
Yoksa binlerce yetişmiş insanımız kendiişlerini iyi yapmıyor ya da yapamıyor mu?
Anadolu için söylenen bir söz şudur;
"ANADOLU ÖYLE BİR KISRAK'TIR Kİ BİNİCİSİ İYİ DEĞİLSE ÜZERİNDEN ATAR."
Her ürününü yabancıdan alan bir halkın, bu topraklarda tutunmasının çok zor olduğunu seziyor ve görüyoruz... Bu, yaşam alanımıza yabancılaşıyoruz demektir.
Öyleyse derin uykulardan, “vatan, bilim, inanç ve başarı “ İlkeleriyle tıpkı 19 Mayıs 1919 da kalktığımız gibi kalkmak ve doğrulmak durumundayız.
İşte bu noktada, kendi çapınca, Türk milletinin üzerine aydınlatıcı bir unsur olarak doğacak, her meslekten ve her yöreden 10 binlerce eğitimli, yüreği vatan sevgisiyle atan Eğirdir in Komando Asteğmenleri yıllarca sessizce ve gücünü sivil yaşamda bilmeden beklediği yerden doğrulmaya toparlanmaya başladı.
Bu atılımın, bu doğrulmanın kısa adı, ‘’ EKOMAD ‘’, yani, EĞİRDİR KOMANDO ASTEĞMEN DERNEĞİ ’dir… Her atılım önce çekirdek bir derlenme ile başlar. Halk, bu toplanmadan bir yarar, bir iyilik, bir mutluluk görüyorsa benimser, kavzar, sahip çıkar, gönüllüsü olur ve destekler. Ekomad, hiç bir yabancının gölgesine sığınmamış , kökü dışarda olmayan, yani bizden olan , yerli bir toparlanma başlatmıştır...Bu ülkemizin iyiliği için önemlidir..
Türkiye de değişik pek çok isim altında 9000 den çok dernek bulunmasına karşın, vatan borcunun ödendiği yerden, yeniden ve kendi özgür iradeleriyle “ vatan ve namus “ diye fışkıran bir derneğin varlığı ile ilk kez tanıştıklarını dile getiren yetkin insanların sayısı, azımsanmayacak kadar çoktur. Ekomad kısaca tümü üniversite eğitimi almış, Komando Brövesine hak kazanmış ve mavi bere giymişlerin ocağıdır. Önce kendi aralarında ki dayanışma ve yardımlaşmayı, hemen ardından ülkenin iyiliğine karşılıksız koşuşturmayı sağlayacaktır.
Yakınmak, üzülmek, kaygılanmak, silik kalmak, sindirilmek gibi pek çok olumsuz duyguları yaşayan bizlerin, ülke insanının, oturup beklemek yerine, silkinip, yakındığımız konulara karşı tek başına değil, topluca çalışmamızın gerektiğine inanıyoruz.
Türk milletinin Eğitimli Komando Asteğmen unsurları; Bu kısır döngüyü kıracak güçlü tohumları ekecek ve ekilen tohumlar elbette bir gün filiz verecektir.
Çocuklarımıza, gençlerimize bu değerleri aşıladığımızda sonuçların her anlamda olumlu ve sevindirici olacağı da açıktır.
Eğer! Çocuklarımıza güçlü ve saygın bir ülke bırakmak istiyorsak!
Çocuklarımızın almış oldukları eğitimle tasarladıkları ve ürettikleri ürünlerin dünyanın dört bir yanında alıcı bulmasını istiyorsak!
Ulusal gururumuzu ve bağımsızlığımızı örseleyen vize ve benzeri dayatmaları yaşamamak istiyorsak!
Yapacağımız iş çok yalın ve sadedir… İŞE BEN DEĞİL BİZ DİYEREK BAŞLAYACAĞIZ…
Bilgiyi - deneyimi - sevgiyi ve güveni derleyip, toplayıp insanımıza yansıtmanın yollarını arayacağız. Böylece ülkemizin önünün açılmasına, güçlü olunmasına ve gönence ulaşılmasına azımsanmayacak ölçüde katkımızın olacağına inanıyoruz.
Bizi bir araya getiren ana güç; Eğirdir Komando Okulunun bizlerle yoğurduğu vatan ve millet sevgisidir... Komando Asteğmenim; Bizlerde onlarca yıl önce burada ant içtik ve vatan borcunu ödemek için Türkiye nin değişik yörelerine dağıldık. Askerlik görevimizi alnımızın akıyla Türk Komandosu olarak bitirdik ve yeniden önceki sivil yaşamamıza geri döndük.
Döndüğümüzde değiştiğimizde fark ettik, bilmeden özümüze daha metin, zorluğa daha çetin ve ulusumuza daha tekin olduğumuzu gördük. Değişen ve gelişen duygularımızla özlem gidermek, dostluk tazelemek, kucaklaşmak, Eğirdir in havasını koklamak ve suyunu içmek için yıllar sonra yeniden burada buluştuk. Duygu ve düşüncelerimizi paylaştık, Bu arada, sizlerin de bizim gibi buraya, asker ocağımıza, aynı duygular ile geri geleceğinizi biliyoruz… Türkiye’nin her yerinden ve her meslekten gelen bizleri ortak kılan Eğirdir Dağ ve Komando Okulu ruhu ile, birbirimizle dayanışma içine girerek yardımlaşabileceğimizi ve oluşturacağımız güç ile ülkemize daha yaralı olacağımızı öngördük. Ve dernek çatısı altında birleştik. Dernek merkezi oluşturduk. Bir internet sitesi kurduk, burada mesleğinde uzman olan arkadaşlarımız, üye olan arkadaşlarımıza karşılıksız olarak mesleki uzmanlık bilgisi aktarıyor, yol gösteriyor ve çıkış yolları sunuyor. Kısaca uzman kişi bilgi ve çevresiyle diğer arkadaşlarımıza yardımcı oluyor. Pek çok etkinliği duyurmaya, katılmaya ve paylaşmaya çalışıyoruz. Aramızda 67. dönemden ağabeyimizde var. 333. dönemden kardeşlerimiz de var. Derneğimiz çok genç , henüz 6 aylık .. Eksiklerimizi adım adım gideriyoruz. Şimdilerde Eğirdir Komando Okulundan aldığımız yüksek değerler sonucu sivil yaşamda edindiklerimizle azıcıkta olsa borcumuzu ödemeye soyunduk.
Bunun için, Camili yayla da “ EKOMAD– Mehmetçik parkı “ tasarlayıp kotarmaya başladık. Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Fakültesinin akıl, bilim, proje desteğini aldık. Park ın temellerini biz atacağız, sizler, yani her dönem, bu yapının üzerine bir ekleme yapacak ve geliştirip yetkinleştireceğiz ....Burada şehit er, erbaş, uzman, astsubay, asteğmen ve subay tüm komando şehitlerimizin adları yazılı bir anıt,
Türk ulusunun derinliği ve yüksek kültür izleri, rüzgar ve güneş ışığından elde edilen enerji ile işleyen çağdaş uygarlık donanımları, dinlenme alanları, sözlü eğitim için amfiler, beden eğitim araç ve gereçleri, sanat ve heykel çalışma alanları vb. leri bulunacak.
Tüm bunların tasarım ve yapımlarının Türk mühendis, mimar, doğa bilimci, ressam ve sanatkârların ürünleri olması şaşmaz ilkemiz olacak ve gençler buradan hız ve haz alacak. Bröveli, seçkin ve seçilmiş tüm komando asteğmenler; Unutmayınız ki kendi ülkesinin öz değerlerinden kopmuş ya da koparılmış uzak bireyler, toplumlar ve ülkeler; önce ‘’ ortama ‘’ uyarlar… Sonra ‘’ ortama ‘’ uydurulurlar… Sonunda ‘’ orta malı ‘’ olurlar…
Seçkinliğiniz, almış olduğunuz ve öz yapınıza kattığınız eğitimin ve ruhun içinde saklıdır. Bu sevgi ve ruh öyle bir ateştir ki, sizi sivil yaşamınızda da yalnız bırakmaz ve size sürekli şunu söyletir "ÜLKEM İÇİN NE YAPABİLİRİM " ÜLKEN ve KENDİN İÇİN ÇOK ŞEY YAPABİLİRSİN ‘’ BUNUN İÇİN EKOMAD "TOPLANMA NOKTASI" SİZLERİ BEKLİYOR..
Saygı ve Sevgilerimizle, EKOMAD, 13.Temmuz.2012, www.ekomad.org